KOSOVALILARIN YENİ BULUŞMA NOKTASI
  Türkçe En Zengin Dil Ama Kosova’da üzgün
 

Yazan : Orhan Lopar

Türkçe’nin yeryüzünde konuşulan en yaygın diller arasında yer alıyor. Bu
konuya açıklık getiren Türk Dil Kurumu (TDK) Başkanı Prof. Dr. Şükrü Haluk
Akalın, “Türkçe dünyada 12 milyon kilometrekarelik alanda, 220 milyon insan
tarafından değişik lehçelerde konuşuluyor” dedi.

Evet, Türk dili Dünyada bu kadar kullanılıyor. Ama maalesef şimdi biraz daha
az kullanılacak, ya da belli zamandan sonra sadece ihtiyarların konuştuğu
bir dil olacak belki...Bu yer de Kosova’dır. Bilindiği gibi Kosova’da Türkçe
resmi olarak sadece Prizren’de kaldı. Bu yıl içinde Türk Dilinin resmiyeti
ile yazdığım yazılardan bazılarını değerlendirerek sizlere sunuyorum.
Ardımızda kalan 2006 yılında Türk Dilinin ne duruma geldiğini bir
hatırlayalım. Nede olsa artık yeni yıla giriyoruz, bazı şeyler unutulup
dilimiz geride kalacaktır. Ben bunları bir hatırlatayım diyorum. 2006 Yıllı
Kosova Türk dilinin resmiyeti ile yazdıklarımı hatırlatayım, Çünkü bu yılda
Kosova Türkleri çok şey kaybetti!!!

***

Biz nereden nereye geldik! Eskiden tüm Kosova’da vardık, şimdi sadece bir
bölgede varız!!! Bir hatırlayalım! 1940-50’li yılların başında tüm Kosova
çapında konuşulan ve kullanılan bir dil Türkçe idi. Priştine, Mitroviça,
İpek, Vuçitrn, Ferzovik, Gilan, Doburçan, Bilaç, Brod, Prizren....bu
yerlerde herkes Türkçe konuşurdu ve kendini Türkçe ifade ederdi! Şehir dilli
Türkçe idi! Şehre gelen herkes bu dilli öğrenmek için çabalardı. Tabi o
döneme kadar, Türkçe resmi dil olarak kullanılmıyordu! Sadece Kosova
halkların çoğunluğunun kullandığı bir dil idi! Bu dönemlerde Türkçe’ye karşı
bir baskı oluşturuluyordu, bu baskı ta ki 1951 yılına kadar sürmüştür. Ve 51
yılında Tito Kosova’da Türkçe’ye evet dedi. 1951 yılında Türkçe eğitim
yeniden başladı! Kosova şehirlerinin çoğunluğunda Türkçe sınıflar açıldı ve
bir anda orantı değişti! Bazı bölgelerde bu orantı Türklerin lehine oldu.

***

Aslında Kosova’da yüzdeliklere takılan bir tek Türkçe oluyor. Arnavut
parlamenterleri de bunun bilincindeler. Bizler onları ne kadar kardeş olarak
kabul edersek edelim, maalesef onlar bizleri kardeş olarak kabul etmiyorlar.
“Evet siz bizim kardeşimizsiniz, ama Arnavut kardeşimizsiniz”! bu da çok
düşündürücü bir olgudur. Bizleri erittikten, ya da asimile ettikten sonra
kardeş olarak kabul edecekler...! Bizleri yok ettikten sonra . . ! Eskiden
bir Bernard Kouchner vardı, o gitti ama arkasından bir sürü daha Bernard
Kouchner bıraktı, ya da yetiştirdi!

***

Diğer bir yazının devamında ise şunlar yazmış ve uyarmıştım.
Kosova Meclisi yaz tatiline girmeden önce dil yasasını meclise getirilip
oylanmıştı. Ve Kosova çapında resmi dil olarak Arnavutça, Sırpça ve
İngilizce’yi kabul etmişti. Diğer tüm azınlıkların resmi dil olması için % 6
bir baraj koydu. % 6’yı Aşan topluluk resmi dil olabilecek! Belediyelerde
ise kullanımda resmi dil olması için % 3 ve Belediye Meclislerin insafına
kalmış geleneksel ( o belediyede geleneksel olarak konuşulan Türkçe,
Boşnakça, Romca, Aşkalice...) diller eklenmiştir. Bu yasayla birlikte
Kosova’da tüm azınlıklar yok olacaktır! Kosova multi etnik değil, Sırplar
burada olmadığına göre, mono etnik olacaktır!

Bu arada KDTP temsilcilerinin verdiği öneriler önemsenmemiştir. Bu öneriler
neydi? KDTP, Prizren için yüzdeliklere bakılmaksınız Prizren’de Türkçe’nin
resmi dil olmasını ( bu görüşler sadece KDTP yönetiminin aldığı bir
karardır. Çünkü tabana gelince, Türk sivil kuruluşları buna karşı çıkmış ve
varolan haklarımızın, yani 1977 dil yasasında Türklerin olduğu yerde Türkçe
resmi dildir kanununa atıfta bulunarak tüm Kosova’da Türkçe’yi istiyor. STP
kuruluşları varolanı almamak için mücadele ediyor. KDTP sadece Prizreni
istiyor.) ve diğer bölgelerde de % 5 baraja bağlanmasını istemiştir! Bu
önerinin sadece Prizren için geçerli olması anlamsızdır ve kabul edilemez!
Ben aynı köşede bu oylama yapılmadan önce Kosova’da Türkçe’nin sadece
Prizren bölgesine hapsolacağını yazmış ve uyarmıştım!

***

Bunun akabinde KDTP’den Mahir Yağcılar, Kosova Başbakanı Agim Çeku ve Meclis Başkanı Kol Berişa aralarında üçlü anlaşma imzalamışlar ve Prizren’de Türkçe yüzdeliklere bakılmaksızın resmi dil olabiliri, diğer bölgelerde ise
yüzdeliklere takılmış ve bu üçlü anlaşma imzalanmıştır.

***

Mecliste Türkçe 3 defa reddedildi ve “Türkler burada yoktur dediler”. Son
olarak ise Batı temsilcilerinin yardımı ile Türkçe sadece Prizren’de ve
Mamuşa’da kaldı! Kısa bir deyişle Türkçe ayaklar altına alındı!!!

***

TRT’nin yayınladığı “Sınırlar Arasında” programından bir görüntüyü
aktarayım. Çoğunlukla Türkiye dışında kalan Türklerle ilgili bir proğram
yapan Banu Avar, hem de bu işi başarıyla yapıyor! Bir programın konusu
Kosova idi. Bu programda, UNMIK üst düzey yetkilisi olan Juliyen ile program
yapımcısı Banu Avar arasında ciddi bir tartışmaya şahit oldum. Bu tartışma
ister, istemez insanın kafasında soru işaretleri yaratıyor.
Şimdi sizlere bu tartışmanın Türkçe ile konuşulan bölümünü aktarmak
istiyorum.

Gazeteci UNMIK’in buraya demokrasiyi getirdiğinden bahsediyordu, ama bu
demokrasinin herkese göre aynı olmadığından da söz ediyor. Sizler diyor
Avrupa Birliği olarak, Türkiye Cumhuriyeti’ne azınlıklar konusunda çeşitli
yaptırımlar uyguluyorsunuz. Örneğin: Kürtçenin, Boşnakçanın, Zazaca
dilerinin TRT’de başlamasına baskı yapıyorsunuz...

Ama gelgellim buralara 5 Yıldır Birleşmiş Milletler, Kosova’yı yönetiyor.
Başta Avrupa Ülkeleri olmak üzere buralara demokrasiyi getirmeye
kararlısınız. Ama buralara ilk geldiğinizde Resmi bir dil olan Türkçe’yi
neden ortadan kaldırdınız?

Juliyen de, ama sizin bu karşılaştırmanız doğru değil.
Gazeteci de, evet haklısın diyor. Türkiye’de bu diller hiçbir zaman resmi
değildi. Kosova’da ise Türkçe resmi bir dildi, ta ki sizler gelinceye kadar.
Juliyen de Türkçe’nin burada “Ölmekte” bir dil olduğunu söyledi. Türkçe
buralarda giderek yok olan bir dil.

Arnavutça ve İngilizce buralarda yükselen diller olarak gözüküyor. Türkçe
“Ölmüş” bir dildir, buralarda artık hiç kimse Türkçe konuşmuyor. Ve
konuşmasını böyle tamamladı.

Bu ne garipliktir, bir UNMIK resmi yetkilisinin ağzından bu sözleri
duyuyorsun...

Gerçi bizler bunları biliyorduk, ama sonradan görüştüğümüz Banu Hanım ise
çok sinirlenmişti. Ve neden buna hiç kimse karşı koymuyor diye sitem
ediyordu.

İlk defa bu sözlerle karşılaşan bir kişide ister istemez, UNMIK yetkilisinin
bu sözleri karşısında kanını donduğunu hisseder.

***

Türk Dili Kosova’da kan ağlıyordu...!
Bu konu üzerinde bir sürü yazı yazıldı ve tartışmalar yapıldı. Bazıları
Türkçeyi kabul etmedi! Bazıları da “edelim” dedi çünkü “bu stratejimize
uyuyor”. Bazıları da ya “bu kadarını da yapmayın” dedi. Bizimkilerden
bazıları ise “bu bir başarıdır” dedi. Bazıları da hayır “biz kaybettik”
dedi, “biz hiçbir şey kazanmadık”. Eski Sosyalist rejimin günümüz
demokrasisine “uygun değil” dediler. “Onlar çok fazla demokratlarmış”.
“Burada var olmayan bir milletin dilini resmi yapmışlar”! Biz ise bunu
düzelttik ve “evet varlar” dedik ama “sadece Prizren’de varlar”. Bak bunlar
sizleri hiç istemedi, ama bizler, sizleri de kabul ettirdik. Sonuç olarak
karmaşık bir durum ortaya çıktı...! Ama kaybeden yine bizler olduk...
“Hayırlı olsun” Türkler bir daha kaybetti!!!

***

Türkler için 2006u yılı böyle geçti. Bakalım seneye başımıza daha neler
gelecek.

“Noel Baba” gelmiş! Ama...

Bir de bu hafta Kurban Bayramı ve Yeni Yıl kutlamaları aynı güne denk
geliyor. Her 60 yılda bir Kurban Bayramı ve yılbaşı gecesi aynı güne denk
geliyormuş. 60’ın üzerinde yaşı olanlar bu günü ikinci kez yaşamaktadırlar.
Onlar sadece Kurban Bayramını hatırlarlar, çünkü o dönemlerde yılbaşı gecesi
kutlamaları yapılmıyormuş. Onlar sadece Kurban Bayramını kutluyorlardı.
Gerçi şimdi durumlar değişti. Artık Bayramlardan ziyade yılbaşı kutlamaları
revaçta. Her nedense Prizren sokaklarında Belediye işçileri şehri süslerken,
sadece Noel ve yılbaşını kutluyorlar. Bayramı kutlayan hiçbir tabela, ya da
afiş yok. Nüfusun çoğunluğunu Müslümanlardan oluşan Prizren ve Kosova
halkına saygısızlık yapılıyor. Galiba, Müslüman kimliğini gizlemeye
çalışıyorlar. Kosova’daki tüm Büyük Şehirler Batıdaki Hristiyan şehirleri
gibi olmak istediklerinden olsa gerektir! Ne yapalım, bunların medenileşmek
anlayışı böyle!

Bir de Prizren Belediyesi “Beyaz Saray” önüne Noel Baba gelmiş. Noel Baba
evlere hediye getirir, ama parasını verdikten sonra! Parası olmayanlara Noel
Baba hiç uğramaz! Ne de olsa zengin kültürün bir ürünüdür Noel Baba.
Ama Kurban Bayramının ne getirdiğini çok iyi biliyorum. Fakir Kosova
insanının sofrasına bir nebze olsa bile et getirdiğini biliyorum. Çünkü
Kurban Bayramı paylaşmaktır. Zenginlerin aldığı kurbanlıkların, fakirlere
vermesidir. Çoğu fakir olan Kosovalı’nın çocuklarını sevindirmektir!!!
Bayramınız Kutlu olsun.

Kaynak: http://groups.yahoo.com/group/prizrenliler/message/7299

 
  Total 22664 ziyaretçi - Since 28.02.2008  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol