KOSOVALILARIN YENİ BULUŞMA NOKTASI
  Kosova Arnavutları ve Türkçe
 

Avrupa Birliği sınırları kuzeyden ve güneyden yayılarak Balkanları kuşattı. Bu genişleme havzasının dayandığı ülkelerden Arnavutluk, Makedonya, Kosova ve Sırbistan’ın durumu henüz netlik kazanmadı. Sırbistan haricinde üç ülke nüfusunun dini ve etnik kimliği ise % 80 oranında Müslüman ve Arnavut’tur. Özellikle bu husus gözden kaçırılmamalıdır.


Bağımsızlığını iki ay önce ilan eden Kosova'da parlamento Nisan başında yeni devletin anayasasını kabul etti. Etnik ve dini vurgunun yapılmadığı anayasada azınlık yerine topluluk ifadesi kullanılırken Türkçe resmi dil olmaktan çıkarıldı.


Kosova Anayasası 5. maddesinde Arnavutça ve Sırpça resmi diller olarak kabul edildi. “Kosova Cumhuriyeti'nde resmi diller Arnavut dili ve Sırp dilidir, Türk dili ise merkezi düzeyde resmi kullanımda, Türk Topluluğu'nun yaşadığı Kosova Cumhuriyeti belediyelerinde ise eşit resmi kullanımdaki dildir.” Bu maddede ifadesi yer alıyor.


Türkçe, Başkent Priştina başta olmak üzere Prizren, Gilan, Mitrovica illerinde resmi dil olarak kullanılmaktadır. Belediye meclislerinde yapılacak lobi faaliyetleri ve iyi ilişkiler sayesinde dilimizin kullanım oranı arttırılabilir. Özellikle Vushtrri ilinden başlanabilir. 


Ne yazık ki Türk halkı Kosova’nın hangi süreçlerden geçtiğini tam olarak bilmemektedir. Türkçenin anayasa üst başlığında resmi dil olarak kabul edilmemesinden dolayı Müslüman Arnavutların acımasızca suçlandığı görülmektedir. Aslında durum tam olarak böyle değildir. Gözden kaçırılmaması gereken husus Anayasa’nın Kosovalı Arnavutlar tarafından yazılmadığıdır. Kabul edilen anayasa, Marti Ahtisaari tarafından hazırlanmıştır.


BM tarafından ortaya atılmış olan bu anayasa taslağının önerdiği başka bir seçenek yoktu zaten. Türklerin nüfusunun % 2 olması otomatik olarak Türkçenin Kosova’nın tamamını kapsayan resmi dil olmasını engellemiş oldu.


Başta % 6 olarak planlanan oran % 5’e çekildi. Sırpların nüfusa oranının % 5 olduğu göz önünde bulundurulursa konu daha iyi anlaşılacaktır. Kosova’nın bağımsızlığına karşılık azınlık Sırpların dili ve her türlü kültürel hakları anayasal güvence altına alınmış oldu.


Bir anlamda güçsüz Kosova’nın tek bir tercihi vardı. Güçlü düşmana karşı Batı ülkelerini otorite ve hakem olarak kabul etmek zorunda kaldılar.


Bunun aksi Kosova adına akılcı olmazdı. Kosovalı siyasileri suçlamak bu anlamda kolaycılık olacaktır. Türkçeyi Kosova’nın tamamında resmi dil olmaktan çıkaran Marti Ahtisaari’nin planıdır. Kosovalı Arnavutların bu konuda yapabileceği çok şey olmadığını kamuoyu bilmelidir.


Diğer yandan Arnavutların, gizli gündemlerinde “Büyük Arnavutluk” Projeleri olduğu hakkında çeşitli dedikodular kamuoyuna servis edilmektedir. Büyük Arnavutluk düşüncesi ham bir hayaldir ve gerçekçi değildir. İmkânsız olduğu gerçeğinin yanında bir o kadarda gereksiz ve yanlıştır.


Bu yanlış söylem Sırpların işine yarar. Maalesef bu söylem maksatlı ve planlı olarak uluslar arası düzlemde Sırplar tarafından dile getirilmektedir. Büyük Arnavutluk düşüncesine inananlar ya reel politik konusunda bilgi sahibi değiller ya da Arnavutların elini kolunu bağlamak için maksatlı olarak propaganda yapmaktadırlar.


“Büyük Sırbistan” ideali ise bir gerçektir. Sırbistan bu amacı için Balkanları kana bulamaktan çekinmemiştir. Birilerinin zannettiği gibi Balkanlarda kurulan “oyun masası” nın merkezi Arnavutluk değil Kosova’dır.


 
Büyük Arnavutluk söylemi öncelikle Kosova haklının kahir ekseriyeti tarafından reddedilmektedir. Kosova’da yaşayan aklı başında her Arnavut’un ve siyasi liderlerin tek bir amacı ve hayali vardır. 2008 sonuna kadar 100 ülke tarafından resmen tanınmak ve sonra da Avrupa Birliği’ne üye olmaktır.


Marti Ahtisaari’nin planına göre Kosova; başka hiçbir ülke ile birleşmeyeceği ve sınırlarının değişmeyeceği taahhüt ettikten sonra bağımsızlığına “şartlı olarak” kavuşabilmiştir.


Türkiye kendisine yakışır bir şekilde Kosova’nın bağımsızlığını kuvvetle desteklemiştir. Kosova’nın en kısa sürede kendi ayakları üzerinde durabilen tam bağımsız bir ülke olması, iki ülke menfaatleri ve ortak geçmişimiz açısından hayati öneme sahiptir.

Kosova’nın Bağımsızlığını tanımayan Arap ülkelerindeki sosyalist ve baasçı dikta rejimlerinin hali zaten ortada. İKÖ’ ye bağlı 57 İslam ülkesinden sadece 5 ülke resmen tanıdı. Bu arada Azerbaycan Türk Cumhuriyeti’nin Kosova’yı tanımaması garip kaçmaktadır ama uluslararası siyasette Kosova üzerinden yapılan endirekt hesaplaşmaları da izah etmektedir.  


Kosova’nın 2015 yılında ne olup ne olmayacağı ulusal çıkarlarımız ile kaçınılmaz bir biçimde ilişkilidir. Kosova’da yaşayan Türklere büyük görev düşmektedir. 1974 Tito anayasası artık tarih oldu. “İzole” olmak yerine, kendilerini yenileyip “entegre” olmayı tercih etmeliler.  


Balkanlardaki oyun masasında aktif rol almak isteyenler için doğru partner Kosova Arnavutlarıdır. Amerikalılar bu gerçeği uzun zaman önce gördüler. Umarım anlaşılmıştır.

Kaynak: http://www.yenisakarya.com/2.0/2.0/kose.asp?id=2474

 
  Total 22687 ziyaretçi - Since 28.02.2008  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol